19 Eyl 2023 15:27

Türk uzman Hindistan'daki son gelişmeleri değerlendirdi

Türk uzman Hindistan'daki son gelişmeleri değerlendirdi

Ankara-Türkiye'den bağımsız Hindistan Araştırmacısı Dr. Duygu Çağla Bayram, Mehr Haber Ajansı'na verdiği röportajda, Hindistan'daki son gelişmeleri anlattı.

Başkent Yeni Delhi'de 9-10 Eylül'de düzenlenen G20 Zirvesi açılış yemeği davetiyesinde, Cumhurbaşkanı Droupadi Murmu'nun "The President of India" (Hindistan Cumhurbaşkanı) yerine "The President of Bharat" (Bharat Cumhurbaşkanı) olarak yazılması gündeme oturdu.

Modi'nin lideri olduğu Bharatiya Janata Partisinin (BJP) Sözcüsü Sambit Patra'nın X sosyal medya platformundan paylaştığı davet mektubunda, Modi için "Bharat Başbakanı" tanımlaması yapması dikkatleri çekti.

Muhalefet, Modi hükümetinin, ülkenin adını "Bharat" olarak değiştirme hazırlığı içinde olduğunu savunurken, iktidar destekçileri, bu hamlenin sömürge geçmişinden uzaklaşmak anlamına geldiğini iddia ediyor.

Mehr Hbaer Ajansı Hindistan ülkesinin isim değişikliği kararının sebeplerini Hindistan Araştırmacısı Dr. Duygu Çağla Bayram'a sordu.

Dr. Çağla Bayram'a göre, ülkenin tüm isimleri ülkenin coğrafyası, tarihi ve kültürü ile öğütülerek köklü bir kimlik kazanmıştır. Bu nedenle konuya nereden bakıldığı önemli. Ülke isminin Bharat olarak gündeme gelmesi gerçekten de sömürge kalıntılarından kurtuluş ve öze dönüş niyeti mi taşıyor ya da salt Hindutva felsefesinin niyetini mi sembolize ediyor önemli.

Röportajın tamamını aşağıdaki yazıda okuyabilirsiniz:

1-Bildiğiniz gibi Bharat kelimesi Hindistan'ın Hintçe adıdır. Bharat Janata aynı zamanda Hindistan'daki iktidar partisinin adıdır. Hindistan hükümeti neden bu ülkenin adını değiştirmeye karar verdi?

Bugün Hindistan'ın resmi olarak iki, kullanılan üç ismi var. Bunlar: Bharat, Hindustan ve India.

Bharat, coğrafyanın antik ve kutsal Hint metinlerinde yer alır. Vedaların en eski metinlerinden olan Rig Veda'da Hindistan'dan Bharatam ve Bharat Varsha (Bharat Ülkesi) olarak söz edilir. Puranalardan Vishnu Purana'da Hindistan, okyanusun kuzeyinde ve karlı dağların güneyinde bulunan Bharat'tır. Ülkenin iki büyük destanından biri olan Mahabharata'ya göre bu coğrafya ismini efsanevi kral Bharata'dan almıştır.

İndus Nehri bu coğrafyanın hem tarihini hem de kültürünü biçimlendirmede büyük bir rol oynadı. Hintçenin kökeni Sanskrit dilinde nehrin ismine Sindhu, nehir etrafında yaşayan halka Sindh deniyor. Persler zamanında bu terimler Farsça bir kimlik kazanarak Hind, Hindu olarak revize olmuş ve bugün Urducada kullanılan Hindustan ismi doğmuştur. Yunanlar Hind, Hindu terimlerini Hindika, İndika olarak benimsemiş ve daha sonra Latinceye India olarak geçmiştir.

Hindustan terimi Babürlüler döneminde popüler iken İngilizler 200 yıllık sömürge döneminde India kullanımını daha çok tercih etmiş ve coğrafyada milliyetçiliğin canlanmaya başladığı sıralarda Hindustan ismi daha çok Müslüman kimliği kazanırken aynı zamanda India ismi ile birlikte dışarıdan dayatılan yabancı bir kimlik ve hatta sömürge kimliği ile özdeşleşmiş, coğrafyanın çoğunluğunu oluşturan Hindular ise Bharat ismine sahip çıkmıştır.

Bugün de aynı düşünce söz konusu. Başbakan Narendra Modi ve partisi Bharatiya Janata Partisi, yani Hindistan Halk Partisi (kısaca BJP diyorum) sâdık bir Hindu.

Öncelikle şöyle başlayayım: Bugün o coğrafyada söz konusu olan aşırılıkçı Hindu milliyetçiliğinin ve Hindu-Müslüman çatışmasının baş mimarı İngilizlerdir. Buna şaşmamak gerek.

Hindistan coğrafyası, bağımsızlık öncesinde 200 yıl Hristiyan ayrıcalığı ile İngilizler tarafından yönetildi. Bu süreçte İngilizler tarafından kendi öz kimliklerine yapılan müdahaleler aynı zamanda bu coğrafyada ulusal bilincin oluşmasına zemin hazırladı. Ulusal bilincin oluşması sürecinde aynı zamanda Hindu milliyetçiliği gelişti. Ancak Hindu milliyetçiliği gelişirken Hinduları bir arada tutmak için Müslüman ve Hristiyanların ötekileştirilmesi söz konusu oldu ve yaşanan Hinduizm reform hareketleri de Hindular içinde bölünmelere yol açtı. Ve gelişmekte olan Hindu milliyetçiliği sürecinden aşırılıkçı Hindu milliyetçiliğinin ideolojisi olan Hindutva ile bu ideolojinin paramiliter örgütü olan Rashtriya Swayamsevak Sangh, yani Ulusal Gönüllü Örgütü (kısaca RSS diyorum) doğdu.

"Hindistan'ın iç politikası son dokuz yıldır önemli bir değişim yaşıyor. Ve bu değişim, 2024 genel seçimlerde kuvvetle muhtemel yine Modi hükümetinin iktidarlık sürecini sürdürmesi ile devam edecek gibi görünüyor".

Dolayısıyla bugün Hindistan coğrafyasından doğan RSS diye köklü bir yapılanma ve onun da sözcük olarak Hinduluk anlamına gelen Hindutva diye köklü bir felsefesi var. Bugün Hindutva felsefesinin RSS ile birlikte ulusal ve uluslararası birçok uygulayıcı alt kuruluşu söz konusu ve bunların toplamı RSS ailesi olarak biliniyor ve bu çatı yapılanmaya ise sözcük anlamı Birlik Ailesi olan Sangh Parivar deniyor. Ülkede 2014'ten bu yana iktidar olan Modi hükümetinin partisi BJP Sangh Parivar'ın parlamenter politik kanadı.

2- Aslında Muhalefet partileri bu değişikliğe karşıdır. Peki bu kararın Hindistan siyaseti üzerinde bir etkisi olur mu?

Hindistan'ın iç politikası son dokuz yıldır önemli bir değişim yaşıyor. Ve bu değişim, 2024 genel seçimlerde kuvvetle muhtemel yine Modi hükümetinin iktidarlık sürecini sürdürmesi ile devam edecek gibi görünüyor.

İlk dikkati çeken vatandaşlık konulu üçleme oldu: 2019'da yayımlanan ve önce Hindistan'ın Assam devletini kapsayan Ulusal Vatandaş Kaydı NRC güncellemesi, onun ülke genelinde genişletilmesinin ilk adımı olarak düşünülen Ulusal Nüfus Kaydı NPR güncellemesi ve 2019 tarihli Vatandaşlık (Değişiklik) Yasası CAA. 2020'de yürürlüğe giren CAA dinin Hint vatandaşlığı için bir kriter olarak kullanıldığı ilk örnektir; yabancılara vatandaşlık verilmesinde dini inancın bir kriter olmasını sağlayarak anayasal eşitliğe zarar verdiği gerekçesi ile çok tartışma yaratmıştı.

2019'da anayasanın geçici olan 370. maddesi kaldırıldı ve özel bir statü ile kontrol altında tutulan Jammu ve Keşmir doğrudan ülke topraklarına katıldı. Bu tarihe kadar Hindistan Birliği'nin özerk ve aynı zamanda ayrıcalıklı statüsündeki Jammu ve Keşmir devleti olan bölge bu tarihten itibaren Birlik hükümetinin doğrudan yönetebildiği Jammu ve Keşmir ile Ladakh olmak üzere iki birlik bölgesine dönüştü. Yürürlükten kalkan özel statü ile birlikte Birlik hükümetinin diğer devletlerindeki vatandaşların toprak veya mülk satın almasının önündeki engel de kalkmış oldu.

Söz konusu her iki adım demografik kaygılarla atılan adımlar.

Yine 2019'da Hinduların en önemli yedi hac bölgesinden ilki olarak görülen Ayodhya şehrindeki aşırılıkçı Hindular tarafından 1992'de yıkılan Babri Camii'nin arazisine camiden önce bulunduğu iddia edilen Ram Tapınağı'nın yapılması kararı alındı. Tarihte yaygın bir biçimde Hindu tapınağının yıkılarak yerine caminin yapıldığı yönünde yerel bir inanış söz konusu olsa da bu iddianın arkeolojik olarak kanıtlanabilirliği tartışmalı.

2018'de ünlü Taj Mahal'de cuma günleri dışında günlük namazların kılınması yasaklandı. Güvenlik gerekçesi ile alınan söz konusu karar uyarınca Agra'daki Taj Mahal kompleksi içinde bulunan camide yalnızca halka kapalı olan cuma günleri öğle saatlerinden 14.00'a kadar bölge sakinlerinin namaz kılmasına izin veriliyor.

Ayrıca sıra ülke isminin değişmesine gelene kadar birçok isim değişikliği oldu. Sömürge kalıntılarından kurtulma amacı taşıdığı söylenen bu adımları geçmişten günümüze sayısız şehir, yol, yapı gibi isim değişikliklerinde görmek olanaklı.

"Toplumun bu karara bakışı çeşitli ve karmaşık. Aşırılıkçı Hinduların zaten ideali olan bir değişiklik. Laik ve seküler çizgide olan kesim hiç memnun değil. Hindulardan da memnun olmayanlar veya kaygı ile karşılayanlar var".

Dolayısıyla ülke isminin değişmesi ülkenin iç politikasında adım adım gerçekleşen değişimlerin en üst kulvarı.

3- Hint toplumu bu karara nasıl bakıyor?

Hindutva felsefesinin özü tek tip bir Hindu ulusu, Hindu ülkesi ve Hindu devleti oluşturmak. Ancak ülkenin köklü çeşitliliği dikkate alındığında, ülkenin sigortası dengede tutulabilen bir eşgüdümün sağlanabilirliğidir. Aksi durumda nereye doğru evrileceğinin öngörülmesi güç olan bir kâbusu yaşaması işten dahi değil.

Ülkenin tek düze bir yapısı yok, aksine her anlamda çok karmaşık. Bugün anayasasında bir "Devletler Birliği" olarak tanımlanıyor ve en büyük azınlığı din düzleminde ortalama 200 milyon Müslüman nüfusu başta olmak üzere din, dil, etnisite gibi çeşitli kategorilerde sayısız çeşitliliği var.

Dolayısıyla toplumun da karara bakışı bir o kadar çeşitli ve karmaşık. Aşırılıkçı Hinduların zaten ideali olan bir değişiklik. Laik ve seküler çizgide olan kesim hiç memnun değil. Hindulardan da memnun olmayanlar veya kaygı ile karşılayanlar var.

Anayasada iki resmi isim var demiştik: kullanılan India ismi ve ikincil konumda kalan Bharat ismi. Bu iki ismin korunacak olup, kullanılacak ismin Bharat olarak deyim yerindeyse minör bir revizesi mi olacak; yoksa diğer isim tamamen anayasadan kaldırılıp, tek resmi isim olarak yalnızca Bharat mı kalacak? Tepkilerin biçimlenmesinde bu da çok önemli.

Ülkenin tüm isimleri ülkenin coğrafyası, tarihi ve kültürü ile öğütülerek köklü bir kimlik kazanmıştır. Bu nedenle konuya nereden bakıldığı önemli. Ülke isminin Bharat olarak gündeme gelmesi gerçekten de sömürge kalıntılarından kurtuluş ve öze dönüş niyeti mi taşıyor ya da salt Hindutva felsefesinin niyetini mi sembolize ediyor önemli. Hiç kuşku yok ki konuştuğumuz tüm bu konular ülkenin iç işleri.

Söyleyebileceğim tek şey, ikinci senaryo en hafif deyişle ütopik bir idea olarak ancak ilgili kesimin gönüllerinde yaşamaya devam eder düşüncesindeyim.

News ID 1911613

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
  • captcha